Pazar, Ağustos 12, 2012

vertigo home

Bfi’ın son anketi, sinema tarihinin en iyi filmi olarak Vertigo’yu seçti. Çok ciddi, önemli, hatta dünyanın en önemli filmini izlemek için (bir kez daha mı? belki, ama hatırlamıyorduk ki) eşimle televizyonun karşısına oturduk bugün. Filmin her saniyesi Bfi’ın son duyurusu neticesinde ölümcül bir dikkat talep ediyordu ama akşam yemeği için barbunyaları ayıklamak lazımdı. Bu arada açılıştaki isimlerin çoğunu kaçırdım ben. Ayıkladığımız barbunyayı pişirmek için filmi durdurup mutfağa gittik. Bir süredir başımıza dert olan ve nereden peydahlandığı bilinmeyen minik sinek problemimizin kaynağını keşfetti kiti. Büyük saklama kabının içindeki sebzeler sıcaktan çürüyüp kurtlanmıştı. Kabı atmak için bir koşu sokağa fırladım. Geri döndüm. Bir sigara içtim. Filmi başlattık tekrar. Azıcık uzanayım dedim. Belim ağrıyordu. Gözlerim kaymaya başladı. Filmi sadece duyduğumu farkedince açtım gözlerimi, şöyle bir silkindim, kalktım oturdum. Eşim yeni evlat edindiğimiz kediciğe mama verirken uyuyakalmıştı. Tuvalete gittim. Balkona çıkıp yağmur devam ediyor mu diye baktım. Filmi izlemeye başladığımızdan beri dört saat geçmişti ama hikaye düğüm bölümünden çıkamamıştı daha. Arada yine mutfağa gidiş gelişler, sigara, aystii içmek… Acıktık. Masayı kurup yemeğe oturduk. Ben yine oburluk edip ikinci tabağı doldurmaya gittiğimde film bitti.

Hiç yorum yok: